Hürriyet

Lilypie Kids Birthday tickers

31 Mart 2010 Çarşamba

Haftasonu

Hava güzel üstelik uzun ve soğuk günlerin ardından sürpriz bir şekilde güzel
Üstüne bir de haftasonu olması
E bu durumda ailece ne yapılır
Bebek sahiline gidilir ve gezilir. yürüyüş yapılır ,parka gidilip Elifin pestilinin çıkması izlenir :-)
Ve son nokta olarak Arnavutköy'e Takanik 'e balık yemeye gidilir.
İşte bizde böyle yaptık 20 martta....

OKUL

Bizde başladık artık gelecek yıl hangi okula vereceğimizi konuşmaya , internette araştırmalar yapıp bazı okullara ziyarete.

Çok bilinmeyenli bu denklemin çözümü aileye ve çocuğa göre değişiyor . Ortak nokta ise aile ve çocuk için en iyisini bulabilmek. İstanbul’da bu konunun doğru cevabını bulmak gerçekten zor. Eğitim sistemimiz ne kadar da yanlışlarla dolu. Bu şekilde seçimler bence çok yanlış. Herkes aynı düzeyde aynı kalitede eğitimi parasız alabilmeli.

Ziyaretlerimizden birinde Elifim de anaokulunda oturup resim yaptı:

Bir ay içinde bu zor kararı vermiş olmayı istiyoruz. Az kaldı ....
Sizler neler yaptınız bu süreçte ?
Seçimleriniz nasıldı ?

ABANT




26-27 mart tarihlerinde ailecek Abant’taydık. Gezi niteliği taşımasını çok isterdim bu ziyaretin ama ne yazıkki benim bir seminerim vardı .
Ama yine de büyük bir umutlarla gittik oraya. Gezip , fotoğraflar çekecektik. Temiz havanın tadını çıkarıp oksijen depolayacaktık.
Otelimiz Büyük Abant oteline bu umutlarla güle oynaya yerleştik. Ve ben hemen derse , sevgililerim ise gezmeye gittiler.
Ama benim seminer saatlerim uzundu ve daha da uzadı nedense . Sabah girip akşam karanlıkta çıkınca ben hiç bir yeri göremedim. Kızım ve sevgilim ise ben içerideyken biraz gezip biraz da oyun parkında oynamışlar. Ama hep annem çıksın oraya beraber gideriz , annem çıksın beraber bineriz moduyla ertelemişler planları. Ben çıktığımda ise ikisini de suratında büyük bir hayal kırıklığı ile buldum onları . Tüm gün beni beklemiş oluyorlardı ama ben akşam karanlık sonrası çıkınca bir şey yapamıyorduk. İlk akşam yine de deneme yapmak için karanlıkta dolaşalım dedik ve ağzımızın payını 3 koca köpek ile kovalanarak aldık. Tek yapabildiğimiz Cumartesi sabahı erken kalkıp biraz yürümekti. (gerçekten biraz ) Akşam uykumuz ise berbattı. Çünkü kızım ortamı yadırgadı üstelik memesi de yoktu :-(

2 günün sonunda gölün etrafında bir tur bile atamadan ve bir dahaki sefere kesinlikle iş nedeni ile değil kendimiz için gelmeye karar vererek otelden ayrıldık.
İstanbul yolunda ise kaza yaptık :-( Uykusuzluk ve moral bozukluğu sonunda dikkatimiz dağıldı herhalde. Elifim polis geldiğinde çok korktu ağlamaya başladı. Çok moralimiz bozuldu. Arabanın sol tarafı neredeyse tamamen göçtü :-( Sonrasında bir kaç gün tüm konuşmalarımız hep bu konudaydı. İlk ciddi kazamızdı nede olsa ...

Çilek ve Çırakları

14 mart 2010 bizim hep beraber Çilek ve Çıraklarına “süt uyuyunca “ adlı etkinliğe gittiğimiz gündü.
Ailece kalkıp güzel bir Pazar kahvaltısı sonrası Santral İstanbul'a gittik.
Ve o an Elif herzaman söylediği o müthiş cümlesini söyledi : içeri girmek istemiyorum !!!
Haydiiii ne yaparsın , tüm planını yapmışsın , paranı yatırmışsın , o gün gelmiş kalkıp gelmişsin ve 10 dak sonra başlayacak olan etkinliğe kızın girmek istemediğini söylüyor ve hatta haykırıyor !!
Biliyorum bu tip durumlarda sakin olmalıyım , sakince çekincelerinin ne olduğunu öğrenmeli ve onu rahatlatmalıyım. Biliyorum, biliyorum ama yapamıyorum.
Sinirim biranda tavan yapıyor.
Önceleri kontrollü olan sesim biranda değişiyor.

Burada da buna benzer şeyler oldu.
Tam tası tarağı toplayıp sinir küpü bir halde geri dönecekken annem Elifi içeri beraber girmek konusunda ikna etti. Ve izinle içeri ikisi girdiler.
Çıktıklarında yüzü gülüyordu. İçerde annem çok eğlenmiş :-) Elif herzamanki gibi “güzeldi “demekle yetindi.
Ama takip eden bir kaç günün sonunda Elif içerde hiçbir şeyi dinlemediğini , anlamadığını veya takmadığını gösterdi :-(

Böyle durumlarla karşılaşan varmı aranızda ? Neler yapıyorsunuz ve nasıl aşıyorsunuz böyle durumları ?

Elif in bu konulardaki tutumunun nedenini bir türlü çözemedim. Daha önce de yazmıştım.
Kindyroo ya giderken : hareketleri yapmayı hep reddetti , hep kendi başına oynadı .
Music Together a giderken : şarkılara dahil olmadı , öğrenmek istemediğini söyledi , gitmeyi reddetti.
3 yaş sonrası ekinliklere giderken : gitmek istemediğini söylüyor , bazen bir şekilde içeri sokabildiğimizde içerde eğlendiğini söylüyor. Bu dönemde farkettiğim tek tutarlılığı içeri tek başına girmek istememesi . Ya bizi de göreceği bir yerde olmak istiyor ya da bizim de içeride olmamızı.
Ama ne yazıkki bu her zaman mümkün olmuyor. Yaşını da düşününce bu hareketini anlamlandıramıyorum. Çok mu haksızlık ediyorum acaba ? Çalışan anne ve baba ve gün içinde anneannenin ne yazıkki tam da istemediğim ve onaylamadığım bazı yöntemleri ile büyütülmüş olmasının sonucu mu acaba diye de düşünüyorum ???

Kendi kendimi kontrol edip Elif’e biraz daha hak vererek sabrımın sınırlarını hep genişletiyorum. Bazen sınırların genişliğine ben bile şaşırıyorum. Ama bazen bir anda yanardağ gibi patlayıveriyorum !!!

Ne zor işmiş bu annelik . Ne zor işmiş dengeyi bulmak veya bulmaya çalışmak.

24 Mart 2010 Çarşamba

Tekrar Merhabalar

Hastalık geçti ama iş yoğunluğu bitmedi
Üstüne ilave miskinlik
Sonuç uzun süredir elim gitmedi yazmaya ...

Neler mi yaptık ? Güzel havanın tadını çıkartan bir haftasonu yaşadık , Bir önceki hafta Çilek le randevumuz vardı ona gittik. Hepsini tek tek yazacağım inşallah.

Bir de bu aralar iş arama sürecimiz varya onu yönetmeye çalışıyorum. Gerçekten çalışırken bunları programlamak çok zor oluyor. Zaten şu ana kadar gittiklerimden de sonuç çıkmadı. Artık seviye yükselmiş herhalde gittiğim görüşmelerden memnuniyetsiz ayrılan genelde benim. Beğendiğim bir kaç yer vardı ama onlarda beni seçmediler :-(
Napalım artık araştırmaya devam edeceğim pes etmek yok.

12 Mart 2010 Cuma

Hastalık Arası

Hastalık nedeni ile ara verdik.

Elimizdeki bu mendil ve ilaç torbalarından kurtulur kurtulmaz en kısa sürede geri geleceğiz.

1 Mart 2010 Pazartesi

Geç Kalmış Yazılar

Mart ayı da geldi ama ben daha şubat haftasonlarımızı yazamadım. Nedeni ise biraz tembellik biraz yoğunluk biraz Elif ...Ama dürüst olmak gerekirse ana neden tembellik. Bir memnuniyetsizliktir gidiyor Allah yardımcım olsun . İş yerimdeki memnuniyetsizliğimi genelde eve yansıtmıyordum ama son zamanlarda bunu başaramaz oldum bu da bizi etkiliyor tabi. En çok da Elifimi :-(
Artık karar aldım ve kendime 1 yıl verdim . Ya yeni bir iş ya da burada devam .

Gelelim son 2 haftasonumuza ;
20 Şubat sabahı dışarıda kahvaltı yapmaya karar verdik. Ailece hazırlanıp Namlı'ya gittik Karaköydeki. Şu an yazarken bile ağzımın suyu akıyor. Gerçekten çok lezzetliydi herşey. Zevkle güzel bir kahvaltı yaptık .Tahminimizden biraz tuzluydu hesap ama değdi. Gitmek isterseniz rezervasyonsuz çıkmayın derim . Çok kalabalık ve yer bulmak sorun oluyor.




Namlı da bu kadar güzel yemek yedikten sonra mideyi biraz rahatlatmak için Bebek sahiline gittik. Ailece gezdik tozduk oyun parkında eğlendik. Ve günün sonunda eve mutlu ve yorgun döndük.



21 Şubat ise bizim kahve festivaline gittiğimiz gün. Kahve seven bir aile olarak böyle bir festivali kaçıramazdık zaten. Binbir Direk Sarnıcındaki etkinlikte en çok dibek kahvesini sevdik.



27 Şubat benim bir iş görüşmesine gitme zorunluluğum nedeni ile tamamen altüst olmuş bir gündü. Önceden yaptığımız tüm planları iptal etmek zorunda kaldık. Sonucu değdimi Hayır ne yazıkki. Görüşmede iki tarafta birbirinden hoşlanmadı...
Bizde yapabileceğimiz tek şeyi yaptık ve Güneşli de tantuni yedik.

28 Şubat ise sinema günümüzdü. Elifim ve büyük sevgilim Arthur 'a gittiler .


Ben ve annem ise Veda'ya . Biz ağladık ve çok etkilendik. Hatta film sonunda tüm salon alkışla ayrıldık.. Tavsiye ederim..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...