Hürriyet

Lilypie Kids Birthday tickers

1 Nisan 2010 Perşembe

FİLMLER

Elifim doğduktan sonra sevgilimle akşam gezmelerimiz azaldı , neredeyse sıfırlandı.
Bizde zamanla kendimize evde eğlenceler yarattık.
Bunlardan biri de Elif uyuduktan sonra yatağımıza girip laptopumuza açıp film izlemek. Böylece uzun zamandır iyi bir film izleyicisi olup çıktık. İşte bende son zamanlarda izlelediklerimizi listeledim . Bakınız işte burada ;

OLD DOGS
İşte tam bize göre bir film. Tam Cuma akşamı yoğun , yorgun , yeter be artık çıksın bu lotoda bitsin bu işkence haftasının sonunda rahatlamak için uygun bir film.
Eğlenenin , gülün ve rahatlayın ki loto çıkmadıysa Pazartesi ye işe daha rahat gidin filmi :-)


KURT ADAM:
Çok gri , renk yok
Sıkıldık biz ve sonunu getiremedik. Sonunu getirebilen varsa bizlede paylaşsın lütfen.

VALENTINE’S DAY:
İşte yine bir eğlence ve rahatlama filmi. Biz sevdik.


7 KOCALI HÜRMÜZ
Çok güzel ,renkli ve göze hitabeden bir film. Ay bu ne güzel bir filmdi :-) Nolur izleyin inanın sizde eğleneceksiniz.



A GOOD YEAR
Hani bazen yeşil .dingin bir yerde olmak güzel şaraplar içip arka fonda da güzel fransız şarkıları çalsın sizde anın tadını çıkarın istersiniz ya (ben çok isterim valla siz istemezmisiniz?)
İşte böyle hissettim filmi izlerken. Güzel bir Russel Crowe filmi izleyin


ARIZALI ÇİFTLER
Bunu da bilemiyorum sonunu getiremedik yine.
İzleyenlerden yardım rica ediyorum yine

SERIOUS MOONLIGHT
Bana mı öyle geliyor yoksa gerçekten de öylemi ? Meg Ryan filmlerini eskiden çok severdim. Mesela Slepless in Seattle , Hary Sally ile tanışıncayı izlerken aldığınız zevki bu filmede ararsanız yanılırsınız.

ZAMAN YOLCUSUNUN KOCASI
Tam olarak mantığıma oturtamadım ama yine de Eric Bana fanatiği iseniz izleyin.


BROTHERS
Bayıldım . Gerçekten çok etkileyiciydi.
Kaçırdıysanız araştırın ve bulun DVD sini izleyin derim.


HERKESİN KEYFİ YERİNDE
Filme gülmek , eğlenmek için başladık. Neden bu fikre kapıldık bilmiyorum belki de film afişindendir.
Ama alakası yok .Drama izlemek isterseniz gidin.

SHERLOCK HOLMES
Eğlenceli güzel bir film. Değişik bir bakış açısı. Biz beğendik.

İLİŞKİ DURUMU KARIŞIK
İşte film.Suratınızda bir gülümse ile filme başlayıp o şekilde bitiriyosunuz.
Meryl Streep yine şahane. Birkaç ay önce de Julie & Julia yı izlemiştim. Orada da şahaneydi. Sizi hiç yanıltmayan bir aktris bence Meryl Streep . Filmdeki partneri Alec Baldwin’i de atlamamak lazım o da çok iyiydi gerçekten.


UP IN THE AIR
George Clooney bu filmi ile oscara adaydı bu sene.
Tabi ki film experi değilim ama hiç anlamadım neden bu filmle aday olduğunu.

WHERE IS MORGANS
Canınız çok sıkkın , rahatlamak istiyorsunuz.
Ama izleyeceğiniz filmde çok kafa yormak da istemiyorsunuz.
İşte tam size göre bir film.

39.DOSYA
Korkmaya hazırmısınız? Ama gerçekten ürpermeye ?
O zaman buyrun o güzel Renee’yi izleyin.

OSMANLI CUMHURİYETİ
Tahmin ettiğimizden çok daha güzeldi. Hatta ben ağladım da :-)
Seyredin derim ...

ACI AŞK
Çok boş zamanınız mı var ?
Yok mu ?
O zaman boşverin

PRENSES VE KURBAĞA

Elifim daha vizyona girmeden fragmanını gördüğünden beri gitmek istiyordu "Prenses ve Kurbağa" nın.


Ama bir türlü tutturamadık zamanı ve gidemedik.
Üzüldü benim kuşum ve hala aklına geldiğinde tekrar soruyordu " tekrar gelecek mi sinemalara " diye
Bizde üzülmüştük hay Allah herşeye vakit bulduk da buna bir zaman ayıramadık diye. Sonunda filmi buldum. 75. Yıl Ünalan Kültür Merkezinde.

Söylediğimde çok sevindi şekerim. Anneannesiyle beraber gittiler haftaiçinde.

Çok kalabalıkmış. Çevre okul ve anaokullarından da gelenler olunca hınca hınca salonda izlemişler filmi. Eh artık hiç yoktan iyidir. En azından filmi gördü.

Günün sonunda Elifimin yorumu ise patlamış mısır bile yoktu anne oldu :-)

31 Mart 2010 Çarşamba

Haftasonu

Hava güzel üstelik uzun ve soğuk günlerin ardından sürpriz bir şekilde güzel
Üstüne bir de haftasonu olması
E bu durumda ailece ne yapılır
Bebek sahiline gidilir ve gezilir. yürüyüş yapılır ,parka gidilip Elifin pestilinin çıkması izlenir :-)
Ve son nokta olarak Arnavutköy'e Takanik 'e balık yemeye gidilir.
İşte bizde böyle yaptık 20 martta....

OKUL

Bizde başladık artık gelecek yıl hangi okula vereceğimizi konuşmaya , internette araştırmalar yapıp bazı okullara ziyarete.

Çok bilinmeyenli bu denklemin çözümü aileye ve çocuğa göre değişiyor . Ortak nokta ise aile ve çocuk için en iyisini bulabilmek. İstanbul’da bu konunun doğru cevabını bulmak gerçekten zor. Eğitim sistemimiz ne kadar da yanlışlarla dolu. Bu şekilde seçimler bence çok yanlış. Herkes aynı düzeyde aynı kalitede eğitimi parasız alabilmeli.

Ziyaretlerimizden birinde Elifim de anaokulunda oturup resim yaptı:

Bir ay içinde bu zor kararı vermiş olmayı istiyoruz. Az kaldı ....
Sizler neler yaptınız bu süreçte ?
Seçimleriniz nasıldı ?

ABANT




26-27 mart tarihlerinde ailecek Abant’taydık. Gezi niteliği taşımasını çok isterdim bu ziyaretin ama ne yazıkki benim bir seminerim vardı .
Ama yine de büyük bir umutlarla gittik oraya. Gezip , fotoğraflar çekecektik. Temiz havanın tadını çıkarıp oksijen depolayacaktık.
Otelimiz Büyük Abant oteline bu umutlarla güle oynaya yerleştik. Ve ben hemen derse , sevgililerim ise gezmeye gittiler.
Ama benim seminer saatlerim uzundu ve daha da uzadı nedense . Sabah girip akşam karanlıkta çıkınca ben hiç bir yeri göremedim. Kızım ve sevgilim ise ben içerideyken biraz gezip biraz da oyun parkında oynamışlar. Ama hep annem çıksın oraya beraber gideriz , annem çıksın beraber bineriz moduyla ertelemişler planları. Ben çıktığımda ise ikisini de suratında büyük bir hayal kırıklığı ile buldum onları . Tüm gün beni beklemiş oluyorlardı ama ben akşam karanlık sonrası çıkınca bir şey yapamıyorduk. İlk akşam yine de deneme yapmak için karanlıkta dolaşalım dedik ve ağzımızın payını 3 koca köpek ile kovalanarak aldık. Tek yapabildiğimiz Cumartesi sabahı erken kalkıp biraz yürümekti. (gerçekten biraz ) Akşam uykumuz ise berbattı. Çünkü kızım ortamı yadırgadı üstelik memesi de yoktu :-(

2 günün sonunda gölün etrafında bir tur bile atamadan ve bir dahaki sefere kesinlikle iş nedeni ile değil kendimiz için gelmeye karar vererek otelden ayrıldık.
İstanbul yolunda ise kaza yaptık :-( Uykusuzluk ve moral bozukluğu sonunda dikkatimiz dağıldı herhalde. Elifim polis geldiğinde çok korktu ağlamaya başladı. Çok moralimiz bozuldu. Arabanın sol tarafı neredeyse tamamen göçtü :-( Sonrasında bir kaç gün tüm konuşmalarımız hep bu konudaydı. İlk ciddi kazamızdı nede olsa ...

Çilek ve Çırakları

14 mart 2010 bizim hep beraber Çilek ve Çıraklarına “süt uyuyunca “ adlı etkinliğe gittiğimiz gündü.
Ailece kalkıp güzel bir Pazar kahvaltısı sonrası Santral İstanbul'a gittik.
Ve o an Elif herzaman söylediği o müthiş cümlesini söyledi : içeri girmek istemiyorum !!!
Haydiiii ne yaparsın , tüm planını yapmışsın , paranı yatırmışsın , o gün gelmiş kalkıp gelmişsin ve 10 dak sonra başlayacak olan etkinliğe kızın girmek istemediğini söylüyor ve hatta haykırıyor !!
Biliyorum bu tip durumlarda sakin olmalıyım , sakince çekincelerinin ne olduğunu öğrenmeli ve onu rahatlatmalıyım. Biliyorum, biliyorum ama yapamıyorum.
Sinirim biranda tavan yapıyor.
Önceleri kontrollü olan sesim biranda değişiyor.

Burada da buna benzer şeyler oldu.
Tam tası tarağı toplayıp sinir küpü bir halde geri dönecekken annem Elifi içeri beraber girmek konusunda ikna etti. Ve izinle içeri ikisi girdiler.
Çıktıklarında yüzü gülüyordu. İçerde annem çok eğlenmiş :-) Elif herzamanki gibi “güzeldi “demekle yetindi.
Ama takip eden bir kaç günün sonunda Elif içerde hiçbir şeyi dinlemediğini , anlamadığını veya takmadığını gösterdi :-(

Böyle durumlarla karşılaşan varmı aranızda ? Neler yapıyorsunuz ve nasıl aşıyorsunuz böyle durumları ?

Elif in bu konulardaki tutumunun nedenini bir türlü çözemedim. Daha önce de yazmıştım.
Kindyroo ya giderken : hareketleri yapmayı hep reddetti , hep kendi başına oynadı .
Music Together a giderken : şarkılara dahil olmadı , öğrenmek istemediğini söyledi , gitmeyi reddetti.
3 yaş sonrası ekinliklere giderken : gitmek istemediğini söylüyor , bazen bir şekilde içeri sokabildiğimizde içerde eğlendiğini söylüyor. Bu dönemde farkettiğim tek tutarlılığı içeri tek başına girmek istememesi . Ya bizi de göreceği bir yerde olmak istiyor ya da bizim de içeride olmamızı.
Ama ne yazıkki bu her zaman mümkün olmuyor. Yaşını da düşününce bu hareketini anlamlandıramıyorum. Çok mu haksızlık ediyorum acaba ? Çalışan anne ve baba ve gün içinde anneannenin ne yazıkki tam da istemediğim ve onaylamadığım bazı yöntemleri ile büyütülmüş olmasının sonucu mu acaba diye de düşünüyorum ???

Kendi kendimi kontrol edip Elif’e biraz daha hak vererek sabrımın sınırlarını hep genişletiyorum. Bazen sınırların genişliğine ben bile şaşırıyorum. Ama bazen bir anda yanardağ gibi patlayıveriyorum !!!

Ne zor işmiş bu annelik . Ne zor işmiş dengeyi bulmak veya bulmaya çalışmak.

24 Mart 2010 Çarşamba

Tekrar Merhabalar

Hastalık geçti ama iş yoğunluğu bitmedi
Üstüne ilave miskinlik
Sonuç uzun süredir elim gitmedi yazmaya ...

Neler mi yaptık ? Güzel havanın tadını çıkartan bir haftasonu yaşadık , Bir önceki hafta Çilek le randevumuz vardı ona gittik. Hepsini tek tek yazacağım inşallah.

Bir de bu aralar iş arama sürecimiz varya onu yönetmeye çalışıyorum. Gerçekten çalışırken bunları programlamak çok zor oluyor. Zaten şu ana kadar gittiklerimden de sonuç çıkmadı. Artık seviye yükselmiş herhalde gittiğim görüşmelerden memnuniyetsiz ayrılan genelde benim. Beğendiğim bir kaç yer vardı ama onlarda beni seçmediler :-(
Napalım artık araştırmaya devam edeceğim pes etmek yok.

12 Mart 2010 Cuma

Hastalık Arası

Hastalık nedeni ile ara verdik.

Elimizdeki bu mendil ve ilaç torbalarından kurtulur kurtulmaz en kısa sürede geri geleceğiz.

1 Mart 2010 Pazartesi

Geç Kalmış Yazılar

Mart ayı da geldi ama ben daha şubat haftasonlarımızı yazamadım. Nedeni ise biraz tembellik biraz yoğunluk biraz Elif ...Ama dürüst olmak gerekirse ana neden tembellik. Bir memnuniyetsizliktir gidiyor Allah yardımcım olsun . İş yerimdeki memnuniyetsizliğimi genelde eve yansıtmıyordum ama son zamanlarda bunu başaramaz oldum bu da bizi etkiliyor tabi. En çok da Elifimi :-(
Artık karar aldım ve kendime 1 yıl verdim . Ya yeni bir iş ya da burada devam .

Gelelim son 2 haftasonumuza ;
20 Şubat sabahı dışarıda kahvaltı yapmaya karar verdik. Ailece hazırlanıp Namlı'ya gittik Karaköydeki. Şu an yazarken bile ağzımın suyu akıyor. Gerçekten çok lezzetliydi herşey. Zevkle güzel bir kahvaltı yaptık .Tahminimizden biraz tuzluydu hesap ama değdi. Gitmek isterseniz rezervasyonsuz çıkmayın derim . Çok kalabalık ve yer bulmak sorun oluyor.




Namlı da bu kadar güzel yemek yedikten sonra mideyi biraz rahatlatmak için Bebek sahiline gittik. Ailece gezdik tozduk oyun parkında eğlendik. Ve günün sonunda eve mutlu ve yorgun döndük.



21 Şubat ise bizim kahve festivaline gittiğimiz gün. Kahve seven bir aile olarak böyle bir festivali kaçıramazdık zaten. Binbir Direk Sarnıcındaki etkinlikte en çok dibek kahvesini sevdik.



27 Şubat benim bir iş görüşmesine gitme zorunluluğum nedeni ile tamamen altüst olmuş bir gündü. Önceden yaptığımız tüm planları iptal etmek zorunda kaldık. Sonucu değdimi Hayır ne yazıkki. Görüşmede iki tarafta birbirinden hoşlanmadı...
Bizde yapabileceğimiz tek şeyi yaptık ve Güneşli de tantuni yedik.

28 Şubat ise sinema günümüzdü. Elifim ve büyük sevgilim Arthur 'a gittiler .


Ben ve annem ise Veda'ya . Biz ağladık ve çok etkilendik. Hatta film sonunda tüm salon alkışla ayrıldık.. Tavsiye ederim..

22 Şubat 2010 Pazartesi

sevgililer Günü

Sevgililer Günü Programımız 12 şubatta Serhan Şeşen Derneğinde Elifimle beraber gittiğimiz "Babamın Pastasını Annemle Birlikte Yapıyoruz " dersi ile başladı.
Akşam 7 deki derse her zamanki aile geleneğimiz ile koşturarak gittik.
Dernek çok güzel bir bahçesi olan bir evdi.
Biz ilk gelen aileydik ve biraz beklemek zorunda kaldık .
Elifimle beraber 4 aile çocuk daha vardı. Hepsi gerçekten şaheser pastalar süslediler.Elif ise ne bulduysa koydu pastanın üstüne sonuç ise aşağıda.
Ve etkinlik sonunda eve Elifin süslediği 1 pasta ve 1 cupcake ve de Kara Fırın ın armağanı başka bir pasta ile döndük
2 koca gün boyuncada onları yedik :-) Hepsini değil tabi :-)

Bu arada Serhan Şeşen derneğinde düzenli etkinlikler var ve muhakkak birine gidip deneyin derim ;
http://www.serhansesen.com/



21 Şubat 2010 Pazar

Disney Live





Sonunda başardık ve Elifimin çok istediği Disney Live gösterisine gittik.
Haliç Kongre Merkesindeki gösteriye koştura koştura yetiştik.
İlk defa geldim bu merkeze gerçekten büyük ve gösterişliydi.
Girişte tüm çocukların aklını çelecek bir sürü tuzak vardı. Ve herbiri çok ama çok pahalıydı. Plastik bir Disney kovasının içindeki patlamış mısır 20 TL idi mesela ???
Paralı olmayan boyama , resimler önünde fotoğraf çektirme ise yoğun bir ilgi görüyordu.
Kızım içeri girer girmez kendini kaybetti bir oraya bir oraya koşt. Her gördüğünü istedi. birinden kurtulsak diğerine yakalandık.
Gösteri arasında tuvalet gitmek ise imkansız ötesiydi :-(

Ama gösteri gerçekten güzeldi. Pamuk Prenses ve yedi cüceler , Sinderalla ve Uyuyan Güzel masaları gerçekten etkileyiciydi. Salondaki çocukların çığlıklarından zaten eğlendikleri çok belliydi.
Elifime objektife baktırmak imkansız .
yine elimden geldiğince fotoğraf çektim.
Elifim tekrar gelmek istiyor bir daha bu kadar para harcayabilirmiyiz ki ?

İlk tiyatro deneyimimiz




Evet geriye dönük yazı dizimize başlıyoruz.
Ocak ayından beri yoğunluğun üzerine seyahatte eklenince bazı etkinliklerimizi sonradan ilave etmek zorunda kalıyoruz. Ama hiç olmamasından iyidir dimi :-)
9 ocak ta Oyuncak Müzesi'nde ilk tiyatro deneyimimizi yaşadık.
2.defa gittiğimiz müzede tekrar ailece hızlı bir tur yaptık. Zaten Elifle başka türlüsü mümkün değil.
Oyuncaklar Ülkesine yolculuk isimli tiyatro oyununda Pinokyo ,Keloğlan, Pamuk Prenses ve Domdom la tanıştık.



Kızım ilk tiyatro oyununda ne yazıkki Domdom 'dan çok korktu.Yerinden kalkamadı.Babacığının elini sımsıkı tuttu tüm oyun boyunca..


Bir daha tiyatroya gidermiyiz bilemiyorum:-(

10 Şubat 2010 Çarşamba

Bangladeş

İşte seyahatimiz ;

Uçuş saatimiz cumartesi öğleden sonra olunca sabah güzelce kahvaltı edip yola çıkabildik. Herkesle vedalaştıktan sonra havalimanına giriş , check in ve bir şeyler içmek bölümü Elifim tarafından çok beğenildi.
Emirates le uçtuk Dubai aktarmalı olarak ve yaklaşık 17 saat sürdü ve yanlış yazmadım gerçekten ! Özellikle aktarma bölümünde Elifim perişan oldu.
Uyumak istedi , yatak yok.
Uyudu ses ve gürültüden rahatsız oldu.
Tam daldı uçak saati geldi :-(
Bu bölüm ilk zorluktu.
2. zorluk yani havalimanı eziyeti bölümü Dakka 'da başladı.4 saat pasaport kontrolünde bizi sırada (biz öyle olduğunu sanıyorduk ama her yerden insan sıraya sonradan dail olup duruyordu) beklettiler. Bütün yorgunluk ve uykusuzluğun üzerine Elifimle beraber ayakta , sırada beklemek gerçek bir eziyetti. Kızım susadı ,acıktı, tuvalete gitmek istedi , oyun oynamak istedi .... Ve bir şekilde onu oyalamak zorunda kaldık ....Sıra bize gelince kocamı vizesiz içeri almadılar . Hepimiz dumur olduk. Sonuçta Bangladeşli olan oydu biz değil ama zorluğu ona daha çok çıkardılar.

Tüm bunları aşıp dışarı çıktığımızda bizi saatlerdir dışarıda ne yapacağını bilemeden bekleyen aile üyelerimizle karşılaşıp kucaklaşınca rahatladık ve doğruca otele gittik.
Otelimiz Pan Pacific Sonargaon gerçekten güzeldi.
1 hafta boyunca gezdik , alışveriş yaptık , aile üyeleriyle tanıştık.
Elifim hiç dil bilmeden kuzenleriyle ortak çocuk diliyle oyunlar oynadı.
Tüm ailede , sokakta , otelde hep sevildi.
Çoğunluğun koyu tenli olduğu ülkede Elifim ve ben beyaz tenli kaldık.
Hayatımda ilk defa bana burada beyaz tenlisin dendi.
Aslında şari giyip fotoğraf çektirecektim bir önceki seferki gibi ama olmadı ama yine de hediye şarilerimi alıp eve döndüm.
Kızım tüm arkadaşlarına ve öğretmenlerine hediye bilezikler aldı.
Yemek konusunda genel anlamda Elifim ve ben çok zorlandık. Herşeyiyle farklı bir mutfağa sahip ülkede yiyecek bir şeyler bulmak ciddi bir savaştı. İlk seferinde sadece benimle uğraşmak zorunda kalan kocacım bu sefer Elifle de aynı sorunu yaşayınca ne yapacağını şaşırdı.
Son 2 gün Elifim ateşlendi , yataklara düştü. Ateş düşürücü ve bol su , bol uyku ile geçirmeye çalıştık. Ateş dudaklarında yaralar yaptı ve o halde yine uzun ve aktarmalı dönüş yolculuğunu çekti. Neyseki bu sefer bir gece Dubai 'de kaldık .
20 derecelerde kısa kollularla geçen yolculuğumuzun son gününü 30 derecede geçirip İstanbul'a indiğimizde - derecelerle ve karla karşılaştık.
Ve ancak 10- 15 günde kendimize geldik.
Ve evimizi , ve ailemizi ve İstanbulu çok özlediğimizi farkettik..


7 Şubat 2010 Pazar

Peter Pan ve Haftasonu Kahvaltımız

Gittik , gördük ve geldik.
Evet Bangladeş gezimizde 1 hafta boyunca yaptıklarımızı ve resimlerimizi bir başka gün ekleyeceğim . Bu arada 2 tiyatro + 1 gösteri ye gittik onları da bir ara ekleyeceğim.
Biliyorum herşeyi erteliyor gibi gözüküyorum ama cidden bir koşturmacadayım ve üzerimde ki anlamadığım yorgunluk da cabası :-(
Unutmadan daha yeniyken bu haftasonumuzu yazayım dedim.
Cumartesi teyzemiz kahvaltıda bizdeydi. Kahvaltı sofrasının fotoğrafını eklemek iyi olurdu neler yaptığımı göstermek için ama unuttum :-(
Yedik , içtik bizim seyahatimizi onların seyahatlerini konuştuk. Hediyelerimizi verdik.
Kağan hastaydı...
Gerçekten hastaydı...
Tüm gün boyunca içim ezildi...

not: Helgacım ne olur biraz yumuşa. Film karakterleri kadar sertsin...
Helga da mı kim ? O kendini biliyor.

Pazar günü işsanat ta Peter Pan 'e gittik. Güzel bir tiyatroydu. Havanın soğukluğuna rağmen salon bayağı kalabalıktı. Elifim tahmin ettiğimden daha dikkatli izledi.
Gösteride fotoğraf makinası yasaktı o yüzden yine hiç resim yok:-(

11 Ocak 2010 Pazartesi

Geri Sayım Başladı

Evet aylardır planladığımız Bangladeş gezimiz için son haftaya girdik..
Cumartesi günü uçağımız kalkıyor. 1 hafta oradayız..
Hediyelerimizi aldık
Babaannemizi arayıp özel istekleri olup olmadığını sorduk
Amcalarımıza , yeğenlerimize uygun hediyeler düşündük.
Uzun bir uçak yolculuğumuz olacak Dubai aktarmalı. Gidişte 6 saat , dönüşte 11 saat ..Elifimle çok zor , yorucu olacağı kesin. Dönüşte galiba otelde bir gece kalmamız gerekecek.
Bavullarımız için yanımıza neler koyacağımızı planlıyorum şimdi. Malum burası soğuk , orası sıcak ve nemli. Aktarmalarımız uzun...Matrix problemi gibi :-)
Şarilerimiz hazır. Bol bol şarili fotoğraf çektirip dönüşte yükleyeceğiz..
Ama en zoru benim için hijyen ve yemekler olacak ..
Allahtan büyük aşkım beni biliyor ve ona göre programı yönlediriyor..
Dönüşte görüşmek üzere....

7 Ocak 2010 Perşembe

Sütçü

Elifime doğal süt arıyordum
Hergün bir bardak süt her kadının içmesi gerek sözü nedeni ile kendimi süt içmeye zorluyordum
ve sonunda onu buldum
Aysun The Sütçü
Her hafta o güzel sütlerinden almaya başladıktan sonra bağımlısı oldum.
Kardeşime aldırmaya başladım
Anneme alıştırdım.
Artık ailece the sütçü 'nün sütlerini içiyoruz.

Yoğurt mayalıyoruz
Ballı , muzlu süt içiyoruz
Ve şimdi Aysun Hanım 'ın zarif yılbaşı hediyesi sonrası
süzme yoğurt ta yapabileceğiz..

6 Ocak 2010 Çarşamba

yılbaşı partisi

İşte eklemeyi unuttuğum yıl başı partisi.
Teşekkürler Lana Hanım ve Timur ...
Kızım en çok cadıyı ve hediye olarak verilen 1 torba çikolatayı sevdi.
Kabul edilebilir değilmi ?

Oh be Tatil ....Aaaa Ne kadar da Kısaymış


Oh be 3 günlük tatilimiz başladı ...
Neler yapsak acaba ?
Buraya mı gitsek ? yok orası uzak
Buraya mı gitsek ? yok orasını sevmiyorum
Ve derken tatil bitti...
Biz ne mi yaptık
İşte bunları :

Capitol'de sinema
Alvin ve sincaplar
bu sefer Alvin ve arkadaşlarına 3 şirin sincap daha katılıyor.
elifim filmde yine patalmış mısır yedi.


Fenerbahçe Sahilde çok kısa bir gezinti

Ve pazar akşamı vize almak için Ankara 'ya gidiş...

Ne kadar da kısaymış bu tatil !!!

cibalikapı balıkçısı







Yılın son günü büyük aşkım bana sürpriz yapmış ve en sevdiğim balıkçıya rezervasyon yapmış.
Cibalikapı Balıkçısı'na
Ama bu sefer Moda'ya değil Balat'a

Çok daha uzun kalıp sefa yapmak , içkimizi yudumlarken güzel müzikleri dinlemek isterdik ama Elifim bir gün önce hastaydı ve onu daha fazla yormak istemedik..
Sadece güzel mezelerini , balığını , tatlısını yiyip kalktık. Hepsinin fotoğraflarını çekmeye kararlıydım ama önce yemek yemek ağır bastı :-(
Bunlar sadece başarabildiğim anlar

31 Aralık 2009 Perşembe

2009 un sonu

Yeni yılla birlikte yeni umutlar gerçek olsun .
Yeni yılda mutluluk , huzur ve sağlık siz ve ailenizle olsun.
Ailenizin sayısı azalmasın
Çocuklar daha çok gülebilsin , gülen yüzleri hiç solmasın
Hep ailelerinin neşe ve mutluluk kaynağı olsunlar
Eşit şartlarda büyüyüp , eşit şartlarda eğitim , sağlık hakları olsun
Çocukların yedikleri GDO lu değil doğal ve mis kokulu olsun
Allahım hepimizin yanında olsun
Herkese iyi yıllar


Benim kuzum hastalandı.
Ateşi çok çıktı dün akşam
Sabah erkenden doktorda aldık soluğumuzu
İlaçlarımızı aldık
Takipteyiz
Cumartesiye kadar izleyeceğiz

28 Aralık 2009 Pazartesi

Yılbaşı konseri

Blogumuzun adı Elifim Uyurken.
Çünkü her türlü özel ve özel olmayan işimizi o uyurken yapmaya programladık kendimizi.
Şu ana kadar o uyurken dışarı çıkmalarımız bir elin parmaklarını geçmez herhalde..
Taki bu cumartesiye kadar...
Evet bizim için bir ilki gerçekleştirdik ve Elif uyumadan dışarı çıktık büyük aşkımla..Ve Cemal Reşit Rey'e yılbaşı konserine gittik..
Johann Strass Ensemble .
Elif 'e sabahtan itibaren durumu açıkladık, onay aldık :-)
Akşam bir güzel hazırlanıp konsere gittik.
Çok sevdik , çok eğlendik sevgilimle.
Çıkışta da Aşşk Cafe'ye gidip bir şeyler içtik.
Çok hoş bir geceydi...

26 Aralık 2009 Cumartesi

Oh rahatladım

Doktorun karşısında ne yapacağımı şaşırdım.
Şikayetiniz nedir ?
dedi ve annem anlattı.
Ve ilk sorduğu sorulardan biri ailenizde kanser hastası varmıydı.
İşte o an koltuğa gömüldüm.
Yoktum
Hiçbir şey duyamaz olmuştum.
Annem kalktı kontrol oldu ve geldi ama ben kımıldamadım bile
Sadece doktora bakıyordum.
Sonunda
Oh rahatladım.
Korkulacak bir şey yok.
İlaç tedavisi ile çözülecek bir şey sadece..
Şimdi oh rahatladım.
Akşama hazırım...
Güne hazırım...

25 Aralık 2009 Cuma

Annemin doktor randevusu var yarın

İşteyim ve çalışırken Nat King Cole dinliyorum ...
Yıllardır bu kadar rahat ve huzurlu bir ortamda çalışmamıştım.
Mutlu olmalıyım sonunda bu ortamı bulabildiğime..

Ama değilim. Aklım yarınki doktor kontrolünde.
Annemin yarın doktor randevusu var genel cerrahide :-(
Çok sıkıntılı hissediyorum kendimi..
Tam midemde bir yumruk var ben burdayım diyor her dakika...
Bir kaç gündür kabus gibi rüyalar görüyorum...

Allahım nolur kötü bir şey çıkmasın....

21 Aralık 2009 Pazartesi

Akşam Etkinliğimiz

Yorgun bir iş günü sonunda yaptıklarımız hep aynı;
eve gelinir
hep beraber yemek yenilir
çay içilir
biraz televizyon
son olarak yatma ritueli ( ki bu çok uzun )

Bu akşam bir değişiklik yapmak istedim ve televizyon izlemek yerine yaprak kesme etkinliği yaptık Elifimle. Renkli kağıtlardan aynı şekilde yaprakları kesip bir ipe bağladık ve üzerlerine Elif yazdık. Sonrada Elifimin oda kapısına astık onu. Elif çok beğendi.
En kısa sürede fotoğrafını çekip buraya ekleyeceğim...
Kendimi iyi hissediyorum :-)

20 Aralık 2009 Pazar

Müzede Dans








İnanamıyorum 10 gün önceden arayıp rezervasyon yapmak istedim ama Çilek ile Yılbaşı programı dolmuş !! O kadar da istemiştim Elifimi tekrar götürmeyi ...
Acaba 2010 da tekrar başka bir programı olurmu Çilek'in ? Kim cevap verirki bana beklesem mi ?
Bu üzüntü ve belirsizlik ile cumartesi günü Santral İstanbul'daki Müzede Dans etkinliğindeydik. Tuğçe öğretmen ile 15 çocuk dans ettiler. Özellikle " ayna " dansı çok yaratıcıydı.

Elif önce gitmek istemedi ama çıktığında çok sevdiğini söyledi...
Herzamanki Elif yani ....

Pazar günü ise biraz yaramazlık yaptım. Kendime İpekyol 'dan çok güzel bir palto aldım. 50 % indirim vardı ama buna rağmen 200 TL 'den aşağıya sanki bir şey yoktu. Yoksa bana mı öyle geldi anlamadım. Neye el atsam fiyatları görünce sanki avucum yandı. 40 beden aldım ama içimde bir his 42 almalıydın diyor ???
Paşabahçe'den de Elifime tabak ve mug aldım Bugs Bunny desenli...

2010 'a az kaldı. İnanamıyorum koca bir yılı geride bıraktığımıza. Bu yıl ailece daha çok gezeceğimiz , (inşallah) kendi evimize taşınacağımız ,bol bol ev alışverişi yapacağımız , Bangladeş ' i ziyaret edeceğimiz , kendime daha çok zaman ayırıp kilo vereceğim ve belki de ailemizi daha da geliştireceğimiz bir yıl olsun inşallah .

16 Aralık 2009 Çarşamba

Yavaş ve İstikrarlı

2 gün önce yatmadan önceki rituelimiz olan el&yüz yıkama , diş fırçalama , pijama giyip gıdıklama ve öpüşme , kitap okumadadan sonra Elifim
" anaane sanırım ben yavaş ama istikrarlıyım biliyo musun ? "

13 Aralık 2009 Pazar

Sakıp Sabancı Müzesi gezimiz

Yıl biterken dükkanların , AVM 'lerin ışıl ışıl olmasına bayılıyorum gerçekten. Bu seneki christmas market gezimiz elimizde olmayan nedenlerle gelecek seneye ertelenmişti zaten bizde Euroflora'ya gidip baktık neler var neler yok cumartesi günü. Elifim bayıldı hergördüğünü almak istedi. Ama biz sadece bir çerçeve ile çıkmayı başardık.
Pazar günü ise Emirgan'daki Sarı Köşk'te kahvaltıdaydık. İnanılmaz bir soğuk ve yağmurda üşenmeden kalkıp oralara gittik. Elifime böyle açık büfelerde sağlıklı birşeyler yedirmekte gerçekten zorlanıyorum..
Kahvaltı sonrası ise Sakıp Sabancı Müzesine gittik. Saat 2 de Söz Danışmanlık'ın organize ettiği etkinliğe katıldık. Çocukların zekalarına ve hayalgüçlerine bir kere daha hayran oldum . Yaklaşık 15 kişilik bir grup olarak toplandılar önce. Sibel ve Elvan öğretmenlerin eşliğinde birbirleriyle tanışıp müze gezisine hazırlandılar. Sonra hepberaber müzeyi gezdiler. Gezi sonrası tekrar eğitim odasına gelip etkinlik yaptılar. Kaftan boyama !
Elifim için kaftan tamamen yeni bir giysiydi ve ısınması için zamana ihtiyacı vardı..Ama yine de çok şirin süsledi ve boyadı kaftanı. Sonunda da sertifikamızı da alıp evimize döndük.
Yeni bir haftaya daha hazırlanmaya başlamaya...
Bu hafta yine yoğunuz..

11 Aralık 2009 Cuma

Kartal Organik Pazar

Yaşasın artık bizim de organik pazarımız var. Cumartesileri Şişli 'ye sabahtan yetişmeye çalışma derdinden kurtulduk.
Anadolu yakasında Kartal 'da organik pazar açılışı 20aralıkta.
Haber burada :
http://www.kesfetmekicinbak.com/doga/09209/

8 Aralık 2009 Salı

Köfte Yağmuru


Haftasonu Elifimin günlerdir tutturduğu Köfte Yağmuru filmi için Meydan Alışveriş merkezine gittik. Elifim için film eşittir patlamış mısır . En büyük boyundan bir tane aldık. İlk başlarda ne sevgilim ne de ben kolayca patlamış mısır yiyebildik. Elifim izin vermedi. Ama sürekli ısrarlarımıza dayanamadı ve bizde avuçlamaya başladık. 3Boyutlu film için gözlükleri takınca Elifim çok şirin oluyor yiyesim geliyo valla:-)
Günün sonunda mutluyduk..

Geçici bir ara

Yoğun iş temposu , hastalık , bayram derken bu kadar süre boşladım blogu. Yani geçici bir araydı.
Nedir bu hastalık silsilesi bu yıl ya ? Birimiz bitiyoruz diğeri başlıyor. Üstelik grip aşısı da olmuşken. Her seferinde evde kim hastaysa koşarak doktora gidip korkuyla soruyoruz " domuz gribi mi " Şu ana kadar yırttık gerçekten . Mevsimsel griplerle sürünüyoruz. Ev ilaç deposu gibi oldu. Üstüne annemin mısır çarşısından aşdığı adlarını bile bilmediğim otlarla yapılan çaylar . Hepsiyle uyumlu uyumlu yaşıyoruz..
Gelelim bayramımıza . Sönük ,sıkıcı olarak özetleyebiliriz. Hastalıktan hiçbir yere çıkamadık. Zaten bize gelen misafir en yoğun olduğumuz zamanlarda 3'ü geçmez :-( Eeee böyle bir durumda olunca sadece teyzemiz geldi.
Bizde kendi kendimize evde eğlenceler uydurduk .
Bir gün Sarıyer 'e Pideban a gittik bir güzel midelerimize ziyafet çektik. Ama insanlar nasıl bir pideyi bitirebiliyorlar merak ettim çünkü ben yarısını yedim ve kalanı paketlettik.
Bir gün Elif'e evde etkinlik olsun , fazla çikolata +tatlı yemesin diye her istediğinde çikolatayı evin bir odasına saklayıp kroki çizip oradan bulmasını istedik. Elifim buna bayıldı. İlk seferde bulmakta ,krokiyi yorumlamakta zorlandı ama öğrendikten sonra tut tutabilirsen Elifimi...
Bir gün evde sinema partisi verdik. Ben kocaman bir kase mısır patlattım, meyve tabağı yaptım ve Madagaskar 'ı izledik. Elifim filmi o kadar sevdiki o zamandan beri herhalde 20 kere daha izledi . Ve sonuç olarak tüm replikleri ezberledi.

Şimdi ben bir eğitim için Düzce'deyim . 3 günlüğüne geldim ve evimi , kızımı , sevgilimi çok özledim. Bir otel odasında tek başına geceyi geçirmek çok depresif gerçekten:-(
Sabrediyorum ....

22 Kasım 2009 Pazar

Geleneksel haftasonu













Cuma günü akşam
Mutlu ve huzurluyuz
Eee ne de olsa haftasonu gelmişti. Yapacak o kadar güzel şeyler vardı ki.
Sabahları erken kalkıp koşulacaktı sevgilimle. ( üzerimize yapışan o kötü kilolarla savaşımız böylece başlamış olacaktı )
Fenerbahçe sahilinde bisiklere binilecekti.
Pazar günü köfte yağmuru filmi için Meydan alışveriş merkezine gidilecekti...

Şimdi pazar gününü neredeyse bitirdiğimiz şu anda sonuç :
Sabah koşuları yapılamadı. (ama öyle kolay değilki sonuçta hemen erkenden kalkıp spor yapmak )
Bol bol yemek yiyip herzaman şikayet ettiğimiz yağ dolgusunun fazla olduğu bölgeleri genişlettik..
Filme gitmek zor geldi ee ne de olsa gelecek hafta koccamann bayram tatili var 2 güne bu kadar program sığdırmak hiç mantıklı değil.
Tek yapılan Fenerbahçe sahilindeki yürüyüş oldu..


Bi de ek olarak 3 boyutlu ev yapım aktivitemiz


Kısaca geleneksel bir sonuç. Bol plan ama gerçekleşme oranı 0 'a yakın..
Ama ben hala zayıflayacağım istediğim bedene kavuşacağım günlerin hayali ile yaşıyorum..

17 Kasım 2009 Salı

Çilek ve Çırakları

Pazar günü - 15 kasımda Santal İstanbul'daki Çilek ve çırakları atölyesine Elifimiz'de katıldı.
Ben bu arada Miss Çilek ile tanıştığım için çok mutluydum.
Elif şu ana kadar tek başına bizi görmeden hiçbir etkinliğe katılmak istemedi. Katıldıklarına da devam etmek istemedi. O yüzden bu etkinliğe katılırken çok korktum . 1 saat boyunca Elifim içerdeydi onu göremedik. Ama çıktığında çok eğlenmiş gibiydi. Yaptığı enerji barlarının çoğunu mideye indirmiş azıcık da bize paketlemişti :-)
Tattım gerçekten çok lezzetliydi.
Sanırım kızım gurme olacak :-)

Biz de sevgilim ile Elektrik Santralinin içini gezdik 1 saat boyunca. Gerçekten çok eğiticiydi. Ben en çok yağmur sesini sevdim...

15 Kasım 2009 Pazar

Doğumgünü pastamız

Yeni Favorimiz








Uzun zamandır plandığımız ama yapamadığımız sahilde bisiklet kullanma fikrimiz Elifimize doğumgünü hediyesi olarak aldığımız bisiklet ile gerçekleşti.
Ve biz buna bayıldık.
Her haftasonu oradayız artık
Bisiklete biniyoruz.
Çiçek topluyoruz.
Yakalamaca oynuyoruz.
Koşuyoruz.
Çok yoruluyor ve eve kendimizi zor atıyoruz.
Eğer haftasonları Fenerbahçe sahilindeyseniz bizi kesin farkedersiniz.

Yeni Favorimiz

Hep yapmak istediğimiz sahilde bisiklet sürme planımız Elifimizin doğumgünüde aldığımız bisiklet ile gerçekleşmiş oldu.
Elif ten çok biz eğlendik yine:-)

10 Kasım 2009 Salı

IYIKI DOGDUN BIRICIGIM

4 yıl önce bugündü.
Kontrol için gittiğim doktorum acilen ameliyata aldı beni. En son baktığımda saat 13:50 idi. Ve biriciğim hayatım Elifim 14:01 de dünyaya geldi.
İyiki doğdun Elifim.
İyiki hayatıma hayatımıza girdin .
Hayatımıza anlam kattın.
Her anında ne kadar harika bir çocuğum olduğunu hissettirdin bana..
Ve annem olmanın bu kadar tarifsiz bir duygu olduğunu öğrettin.
Seninle her gün bende büyüdüm değiştim.
Her hatanda üzüldüm.
Her hatamda üzüldüm.
Her hastalığında bende seninle hasta oldum.
Her kahkahanda bende güldüm mutlu oldum seninle.

Ben seninle anne oldum
Biz seninle aile olduk

Seni çok seviyorum . Herşeyim benim.
Nice mutlu sağlıklı yaşlarla beraberce ...

1 Kasım 2009 Pazar

Neden Ben


Nerede hata yaptım ? Nerede hata yapmaya devam ediyorum ?
Kindyroo ya giderken hareketleri yapmak istemeyip direndi
Kindyroo bitti orayı özlediğini söyledi.
Musictogether a giderken şarkıları söylemek istemedi direndi
Musictogether bitti orası benim okulum dedi
Sirke gittik ağlayarak çıkmak istedi.
2 ay sonra herkese sirkin çok güzel olduğunu söyledi
Yüzmeye yazdırdık gitmemek için kendini yerlere atıyor.
Gitmesi gerekliliğini , bunun doktorunun da önerisi olduğunu açıklamaya çalışıyoruz. Ceza vereceğimizi söylüyoruz ama hayır umrunda değil.
Şimdi cezalı 1 ay boyunca ..
Ama umrunda değil. Özür dilerim bu cezayı alacağıma 1 saat yüzmeye giderim demiyor. 1 aydır beraber planladığımız doğumgünü iptal ediyoruz. Umrunda değil.

Her blogta annelerin çocuklarıyla yaptıklarını okuyor ve izliyorum. Ve neden ben diyorum ????
Dün akşam uyku tutmadı, ağlamaktan sıkıldım.
Neden ben ? Cevabı yok ??????

26 Ekim 2009 Pazartesi

Doğumgünü Hazırlıklarımız


24-25 EKIM HAFTASONU OZETIMIZ :
Allahım bu ne heyecan bu ne telaş..
Elifimin 4. yaş kutlama hazırlıklarını törenle açtık cumartesi günü :-)Bu yıl töreni evde yapmaya karar verdik 4 yıldır olduğu gibi. Gerçi önce dışarıda bir yerde yapalım kararımız vardı ama yer kiralarını görünce anında bu fikrimizden çark ettik.
Önce tek boynuzlu at pasta siparişi verildi. Nereye işte buraya :
hansel ve gretel
(geçen sene de winnie temalı olarak buraya sipariş vermiştik)
Sonra ev süslemeleri için doğruca Eminönüne gittik. Tek boynuzlu at teması ile başlayan alışverişimiz 3. dükkan itibari ile Tweety 'ye döndü. Hem biz bu konuda acemiydik hem Elifim çok maymun iştahlıydı hem de ....neyse canım..
Sonuçta 3 yorgun savaşçı olarak alışverişimizi tamamlayıp Hamdi 'de öğle yemeğine gittik. Hiç bu kadar kalabalık , hiç bu kadar turist dolu , hiç bu kadar yavaş servisi olan bir restaurantta yemek yememiştik. Heyecanımızdan olsa gerek çok üstünde durmadan ve sinirlenmeden yemeğimizi yiyip hemen kalktık doğruca evimize döndük.
Gün bitti mi hayır tabi ki .
Öğleden sonra Up ( yukarı ) filmine gittik. Sevgilim ve ben bayıldık filme .. Elifim ise biraz anlamakta zorlandı ama onun için önemli olan film süresince pop corn yemek olduğu için önemsemedi.
Pazar günü ise yorgun bir cumartesi ertesinde piknik yapmaya gittik. Şile yolu üzerinde tesadüfen çok güzel bir kendin pişir kendin ye yeri bulduk . Ağaçlar altında temiz havada biraz zaman geçirip eve döndük.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Hayal gücü mü yalan mı ?

İnanmak istemiyorum gerçekten.
Elif'im ya hayal gücünü sonuna kadar kullanır oldu ya da yalan mı söylüyor ! Düşüncesi bile beni daraltıyor ? Yoksa ben mi herşeyi abartıyorum ;
Okulda evde düştüm buzdolabına çarptım ananem buz koydu annemle babama da söylemedik diyor . Bizeyse okulda arkadaşım bana vurdu diyor .
Ne yapmalıyım ?

Bunları yazdıktan sonra internet üzerinde biraz araştırma yaptım bu yaşlarda hayalgücü ve yalanı ayırt edemeyebilirmiş. Ama yine de ince ve hassas bir kou takip etmekte yarar var.

19 Ekim 2009 Pazartesi

Unutmamalıyım




Bu koşuşturmaca içinde Elifimle gittiğimiz etkinlikleri yazmayı atladım uzun zamandır. Oysa bunları anında yazmak o sıcaklığı hemen not etmeliyim ..Ama olmuyor işte bazen..
26 eylülde Rahmi Koç Müzesinde Buket öğretmenle parım parım parmaklarım etkinliğine gittik. Bu sefer bir öncekine göre daha kalabalıktı.Bu kalabalıkta kocaman beyaz sayfalara herkes parmakları ile resim yaptı. Buket öğretmen bize ve tüm çocuklara yine Fener Vapurunu gezdirdi. Kaptan köşküne çıktık orada neler yapılır öğrendik. Bu gezi sırasında bir gelin ve damat'ın fotoğraf çekimlerine de dahil olduk. Bir an nostalji yaşattılar bana :-)
Tüm bu güzel etkinlikte Elifim yine hiç bir şeye dahil olmamakta direndi. Bir tek yarım yamalak resim yaptı ...
28 eylülde minimui 'nin pek çok defa ertelenen çocuklarla kek yapma etkinliğine katıldık. Emirgan'da saat 17:00 de olabilmek için annem Elif 'i Taksim'e getirdi bende işten erken cıktım ve kızımla ilk uzun belediye otobüsü maceramızı yaşadık. Bu saatte rahat rahat gideriz diye düşünmüştüm ama sanırım ben İstanbul 'un nüfusunu gerçekten unutmuşum. Zar zor 5-6 durak sonrasında kendimize yer bulduk. Elif bu zamana kadar genç bir üniversite öğrencisinin kucağında oturdu ( allah ondan razı olsun. Koca otobüste bir tek o duyarlı davrandı )Bense o ana kadar elimde kendi çantam , Elif'in yedek kıyafetlerinin olduğu çanta ile ayakta durmaya çabaladım. Sonunda Emirgan 'da Minimui'yi bulduk . Etkinlik ptesi bu saatte olduğu için bizden başka sadece 3 çocuk daha vardı . İyi bir şekilde organize olunmamıştı 5'te başlayacaktık yanlış hatırlamıyorsam 6buçuk gibi başladık. Ama Elifim kek yapmaya bayıldı :-) Unları avuçladı, yumurta kırdı ... yüzünün her yerinde kekte kullanılan iç malzemelerden birer iz bıraktı. Allahım o kadar şirindi ki...
Sonunda pişen kekleri de yanımıza alarak 19:30 civarı oradan eve doğru yola koyulduk..Uzun bir köprü trafiğinde zaman öldürmek zorunda kalarak eve vardık.
Bu etkinlikteki görüntüleri buradan izleyebilirsiniz (3. sayı/ 121. sayfa) :
http://www.minimui.com/

Bu iki etkinlikte de ne yazıkki fotoğrafları başkaları çekti ve henüz buraya ekleyebileceğim güzel foto yok elimde. Ve öğrendim ki kızımı ben götürüyorsam fotoğraf makinasını da ben yanıma almalı ve ben çekmeliyim onun fotoğraflarını....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...